monarch |
|
Yaş : 35 |
Cinsiyet : Bay |
Kayıt : 11 Kasım 2011 Cuma |
Durum : |
|
En Güzel Osmanlı Güneş Saatleri
|
7 Aralık 2011 Çarşamba 11:51:04 |
|
|
Neden: Üsküdar Mihrimah Sultan Camiindeki güneş saati, türünün eb güzel örneği. Bir kereliğine de olsa şehirde vakti ona göre ayarlayabilmek, zamanın acımasız kementini Osmanlının en az bir eserinin boynundan söküp atabilmek demek.
Nerede: Üsküdar Meydanı
Mekanik saatlerin yaygınlık kazanmadığı dönemlerde, zaman tayin için usturlap denilen aletin yanı sıra kum, su ve güneş saatlerinden faydalanırdi. Geçmişi eski Mısır ve Çine giden güneş saatleri, özel olarak hazırlanmış mermer veya taş bir zemin üzerine düşen gölgesini temel alarak zamanı ölçmeye dayanır. Güneş beş kez namaz kılan, Ramazanda da iftar ve sahur saatlerini hassas bir şekilde bilmek zorunda olan Müslümanlar, zamanın ölçülmesine fazlasıyla ihtiyaç duyan bir inanç grubu oldular. Saat ayarının İslam dünyasındaki temellerinin 8. yüzyılda atılmasının ardında ağırlıkla böyle bir neden yatar.
Güneş saatlerinin Osmanlı coğrafyasında yaygınlık kazanmaya başlaması dönemin şöhretli bilim merkezlerinden Semerkant Rasathanesinin yöneticiliğini yapmış astronom Ali Kuşçunun İstanbul döneminde gerçekleşti. Fatih Sultan Mehmet 200 akçe gibi yüksek bir gündelikle Ali Kuşçuyu 1472de İstanbula getirterek Ayasofya Medresesine hoca olarak atadı. İstanbulun enlem ve boylamlarına ilişkin bilinen eski değerleri düzeltmekle işe koyulan Ali Kuşçu, ilk basiteyi Fatih Camiinde yaptırdı. Tunanın aşağı boylarından Fırat havzasına kadar uzanan geniş Osmanlı topraklarında zamanı ve namaz vakitlerini ayarlayan da o oldu.
Osmanlıda Ali Kuşçu ile serpilmeye başlayan güneş saatleri, yatay ve dikey kadranlı olmak üzere iki çeşittir. İstanbulda kayıtlara geçmiş 53 güneş saati arasında en yaygın grubu dikey kadranlılar oluşturuyordu. Bunların şehirdeki en gelişmiş örneklerini Üsküdar Mihrimah Sultan Camiinin güneybatıya bakan dış cephesinde ve Eminönündeki Yeni Cami avlusunun Mısır Çarşısına bakan dış cephesinde görebilirsiniz.
Mihribah Sultan Camiine Selma Ağa Çeşme Sokak tarafındaki kapıdan girerseniz, güneş saatinin bulunduğu mermer levhayı hemen sağınızdaki cephede demir tırnaklarla duvara monte edilmiş bir şekilde görürsünüz. Güneş saati Osmanlı bilim hayatı ve taşçılık sanatının en anlamlı iftihar belgelerinden biri olarak görülür. Saat, hava bulutlu değilse aylara göre ğlen ve ikindi namazı vakitlerini, ayrıca Osmanlıda temel alınan zaman birimlerini bugün de gösteriyor.
Saatin üst kısmında ve sağ alt köşesinde sülüs hatla yazılı güzel bir kitabe dikkati çekiyor. Bu yazılardan, güneş saatini Saatizade Muhammed Arifin 1769 yılında yaptığını, Yeni Camii muvakkidi Derviş Yahya Muhiddinin de taş üzerine çizdiğini anlıyoruz.
Güneş saati üzerindeki içbükey ve dışbükey yedi burç çizgisi, altı zaman dilimi oluşturuyor. Yengeçten Oğlaka sıralanan bu yedi burç, dilimlerin içinde ikişer ikişer gösteriliyor. Bu burçların bazıları solda, öğle çizgisinin hemen dışında yer alırken, bir kısmı da yukarıya doğru aslan, başak, terazi, akrep, yay şeklinde sıralanıyor. Günbatımı çizgisinin üzerinde ise sağa doğru oğlak, kova, balık, koç, boğa ile devam edip ikizler burcu ile bitiyor.
Necip Fazıl Kısakürek, Saat isimli şiirinde zamanın şeytani acımasızlığı üzerine, “Zaman bir işvebaz kaçak hayalet / Eskiyenin kement atar boynuna” diyordu. İstanbulda zamanı bir kereliğine olsun Osmanlının en güzel güneş saatine göre ölçmek, en basitinden bir öğlen ya da ikinci vakti onun altında buluşmak, o kementi o güzel eserin boynundan bir seferliğine de olsa çıkartıp atmak anlamına gelecektir.
İstanbul’da Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 101 Şey S:180-181
|
|
|